Hayatımızda neyi kabul ya da inkâr ederiz;
ihtiraslarımız bizi nereye götürür, ne ararız…
Oyundan
“Sözün büyücüsü” Boris Vian’ın son oyunu, alaycı trajedi İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz, işte bu ve benzeri sorularla başlar.Kule şeklinde yüksek bir evde yaşayan aile, nereden geldiği belli olmayan gizemli bir sesin yarattığı korkuyla kaçmaktadır. Kaçtıkları yer, evlerinin gittikçe daralan ve boşalan üst katlarıdır. Neden korktuklarını bile bilmeyen bu insanların her çıkışı, her kaçışı, korku esaretiyle birlikte yalnızlığa, eksilmeye, çöküşe doğru yapılan bir yolculuktur.
Selin İşcan’ın projelendirdiği İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz, ünlü Makedon yönetmen Aleksandar Popovski’nin rejisiyle 19. İstanbul Tiyatro Festival’inde prömiyer yaptı. Kendi ihtiyaçları adına dünyayı reddeden kişilerin en gizli ve karanlık tutkularına yolculuk eden oyun, trajikomik karakterleri aracılığıyla kaybetmeyi ve son yüzleşmeye kadar her şeyin inkârını gözler önüne seriyor.
“Gün gibi ortada olana gözlerini kapamak… hiç kimseye, hiçbir zaman, hiçbir fayda sağlamaz.”
Boris Vian bu oyunu yazdığı zaman dünya nasıl bir yerdi bilmiyorum. Tanımadıkları bir sesten, o zamanlar anlamadıkları bir şeyden kaçan ailenin hikayesine dünyanın nasıl yaklaştığını doğrusu bilmiyorum. Bana bu hikaye günümüzde yazılmış gibi geliyor. İlk kez okuduğumda hiç kimse etrafımızı çevreleyen ve her gün hayatımızı korku ve paranoya ile dolduran bu duyguyu daha iyi anlatamazdı diye düşündüm. Şümürz’ün milletini, vatanını, dinini belirleyen bir emare yoktur, o sadece ezilenlerin bir parçası.
Alexandar popovskı (Yönetmen)











